Sende Üye Ol Para Kazan

oyuncular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
oyuncular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ağustos 2007 Salı

Pusat Dizisi Oyuncu Kadrosu

Showtv’nin yeni sezonda ekranlara getireceği ve Osman sınav’ın da yeni dizisi olan Pusat’ın oyuncularını tanıtmaya devam ediyoruz..İşte dizininoyuncularının en geniş şekilde tanıtımları daha detaylı bilgi için ise merak ettiğiniz oyuncunun üzerindeki linke tıklamanız yeterlidir...

Ali Pusat(Haluk Piyes)ALİ PUSAT (HALUK PİYES)

24 yaşında… Sivas, Suşehri doğumlu… Soyadı “savaşta kullanılan zırh” manasına gelen ve bu lakapla tanınan boksör… Babası, hatırlayamayacağı kadar küçük bir yaşta onu ve annesini terkedip kayıplara karışır. Ali annesinin, yıllar sonra evlendiği üvey babası Fırat’ı bir türlü kabullenemez.

Ali Pusat hızlı ve çok düşünmeden karar veren bir kahraman. Zaman zaman hızlı karar vermesinin bedelini ödese de bu onun tipik yapısı. En çok beslendiği kaynak hocası Selahaddin... Dünyaya genel hatlarıyla hocasının baktığı gibi bakma gayretinde.

Şampiyonluk kürsüsüne çıkacağı gün hapishaneye girmesi onun hayatındaki en büyük dönüm noktası

Ringde kendine has bir stille dövüşür. Önce rakibin izler, kendini savunur, zırhlanır. Sonra rakibini öğrenir ve saldırıya geçer.

İstanbul'a geldikten sonra bir pansiyonda yaşamaya başlar.

Pusat Hediye’ye genç yaşlarından beri âşıktır. Pusat için Hediye'yi vazgeçilmez kılan onun masumluğu ve narinliğidir. Pusat yıllardır hasretini çektiği “aile” özlemini, Hediye’yle evlenerek gerçekleştirme hayalini kurar. Hediye’nin güleryüzü onun aradığı sıcak ev ortamının en önemli gereklerindendir. Hediye, çiçeklerle ilgili anlattığı hikâyelerle de Pusat'a her zaman yeni bir bakış açısı kazandırır. Bu yüzden Hediye'ye olan bağlılığı oldukça güçlüdür.

Hayatta iki temel hedefi şöyle özetlenebilir: Milli takıma giden yolda şampiyon olmak ve Hediye ile evlenebilmek.

--------------------------------------------------------------------------------
Hediye Selçük(Yasemin Balık)HEDİYE SELÇUK (YASEMİN BALIK)

Selahaddin Hoca ve Münevver Hanım'ın kızı. 23 yaşında. Sivas doğumlu. Orta boylu, esmer, güzelce bir kız. Anne ve babasının ayrılması üzerine annesiyle birlikte İstanbul'a taşınır. Babasını çok sever fakat karakteri üzerinde annesinin büyük etkisi vardır. Hediye, gazetecilik mezunudur. İstanbul Sportif adlı gazetede “spor muhabiri” olarak çalışmaktadır.
Annesi Münevver Hanım, emekli ikramiyesiyle bir çiçekçi dükkanına açar. Hediye, kendi işi olan gazetecilikten arta kalan zamanlarda annesine yardım eder. Çiçeklere, onların anlamlarına, kısacası çiçeklerle ilgili tüm ayrıntılara çok hakimdir. Her çiçeğe ve ağaca dair türlü hikayeler anlatır ve hem hayatı hem de insanları çiçekler üzerinden tanımlar. Anlattığı hikayeler Pusat’a her zaman yol göstereceketir. Bunun yanında babasının bir boks antrenörü olmasıyla alakalı olarak Hediye boksu yakından bilen bir kızdır. Zaten Pusat ile arasındaki aşk da de boks salonlarında başlamıştır.

--------------------------------------------------------------------------------
Selahaddin Selçuk(Şahin Çelik)SELAHADDİN SELÇUK (ŞAHİN ÇELİK)

Pusat'ın küçük yaşlardan beri hem hocası hem de babası gibidir. Pusat hapse girdiğinde 50 yaşındadır. Hediye’nin babası.

Başarılı eski bir boksör. Orta boylu. Çapkın. Yaşına rağmen çakı gibi bir adam… Lakabı “pırpır”. Bu lakap ona eski şampiyonluk günlerinden kalma. Çok seri dövüştüğü, ayaklarını çok hızlı kullandığı için böyle bir isim takılır. Çapkınlığı da bu lakabı perçinler. Geçmişte birçok başarıya imza atmış, boksu bıraktıktan sonra da gençleri boks sporuna kazandırmak için uğraşmış. Bu yolla onları rehabilite eder.

Ali’yi oğlu gibi görür. Her zaman hayalini kurduğu Avrupa şampiyonluğuna Ali ile birlikte ulaşmayı umut eder.

Özel hayatında bir türlü dikiş tutturamaz. Başından dört evlilik geçer. Son evliliği onda derin izler bırakır. Karısı Münevver'le severek evlenmelerine rağmen bir süre sonra anlaşmazlıklar kendini gösterir. Öğretmen olan Münevver boksa her zaman uzak durmuştur. Temel problem bokstur aslında. Kızı Hediye'yi de alıp İstanbul'a göçer. Selahaddin Hoca, onları uzaktan da olsa koruyup kollayabilmek için arkalarından gider. Taşındıkları mahalleye taşınır.

--------------------------------------------------------------------------------
Kont(Emin Boztepe)KONT (EMİN BOZTEPE)

İllegal dünyanın “ağır abilerinden”. Anadolu’daki önemli bölge şampiyonluğu maçlarını takip eden, buralardan kendine para kazandıracak genç yetenekleri bulan ve küçük maçlara büyük paralar yatırarak sermayesini arttıran bir adam. Çok güçlü bir karakter… Bahis, şike işleri sayesinde çok büyümüş. Şimdi de başarılı sporcuları kendine bağlayıp çalıştırarak onların üzerinden büyük paralar kazanıyor.

Pusat'ın cesur tavrından ve stilinden çok etkilenir. Onu farkettikten sonra peşini bırakmaz. Üzerinden çok büyük paralar kazanacağını düşünür ve Pusat'ı ikna edebilmek için her türlü yola başvurur. Zenginliğin, paranın, gücün temsilcisidir. Çizdiği imaj, sporculara sunduğu teklifler ve kendi geçmişi Kont'u vazgeçilmez ve reddedilmez hale getirir.

--------------------------------------------------------------------------------
Harun Kuyucu (Erdal Alkan)HARUN KUYUCU (ERDEN ALKAN)

İş ve spor dünyasının güç sahibi, gizemli ve en büyük isimlerinden biri. Kont, Harun Kuyucu’nun yetiştirdiği, yanına aldığı ve zamanla onun sağ kolu olmuş olan bir isim. Harun Kuyucu, içinde bulunduğu karanlık işler sonucunda öldürülür. Öldürüldükten sonra, Kont, ona sahip çıkmak adına Kuyucu’nun kızı Nergis ile evlenir.

--------------------------------------------------------------------------------
Tarık Solak Kimdir?ARİF BOZ (TARIK SOLAK)

İstanbul'daki boks salonunun sahibi… O da boksör eskisi. Şimdi antrenörlük yapıyor.

Arif boks dünyasının legal ve illegal dünyasını çok iyi bilen biridir. Gençliğinde kafes dövüşlerinde defalarca dövüşmüş, bahis çeteleriyle içli dışlı olmuş, kulüp kapılarında korumalık yapmış bir adam. Bahis çetesi onu bir olay sonrası dizinden kurşunlamış ve aktif boks hayatı böylece sona ermiştir.

Gücü kuvveti hala yerinde fakat bu enerjiyi artık antrenörlük yaparak değerlendiriyor. Pusat geldikten sonra onunla kondisyon antrenmanları yapan Arif'dir. Önce küçük çekişmeler yaşasalar da kısa zamanda çok yakın arkadaş olurlar.

--------------------------------------------------------------------------------

Cengiz Özkan

OZAN NİYAZİ (CENGİZ ÖZKAN)

45 yaşında, Sivaslı bir ozandır. Niyazi’nin karısı ikinci çocuğunu doğururken ölür. Ozan, tek oğluyla hayatına devam eder, fakat o da şehit düşer.

Pusat'la hapiste tanışır. Elinden sazını düşürmez. Dadaloğlu, Köroğlu, Karacaoğlan ve Âşık Veysel’den türküler, şiirler söyler. Atışmalara girer. Lafı tam gediğine oturtur. Mizahi yönü kuvvetli bir karakterdir.

Hapisten Pusat'la beraber çıkar. Dışarıda kimsesi olmayan Niyazi, Pusat'ın peşine takılır. Birlikte İstanbul’a giderler. Artık Pusat'ın yoldaşıdır, ihtiyacı olduğu zamanlarda sazıyla ona yol gösterir. Tuttukları pansiyonda kalan Fuat isimli rapçi gençle sürekli tatlı bir atışma halindedir.

--------------------------------------------------------------------------------
Münevver Güler(Nurcan Eren)MÜNEVVER GÜLER (NURCAN EREN)

Tam bir İstanbul hanımefendisi… 48 yaşında. İstanbul'da büyür, iyi bir eğitim alır ve sonunda öğretmen olarak göreve başlar. Öğretmen olduktan sonra tayini Sivas'a çıkar. Emekliliğine kadar burada öğretmenlik yapmaya devam eder. Bir öğrencisi vasıtasıyla çocukları boks yoluyla rehabilite eden Selahaddin Hoca'yla tanışır. Kısa zamanda birbirlerine âşık olur ve evlenirler. Bir müddet sonrada kızları Hediye dünyaya gelir. Fakat Selahaddin Hoca'nın boks tutkusu, çocuklara kendisini adaması ve aralarındaki kültürel farklılıklar kısa zamanda kendini gösterir. Sonunda Selahaddin Hoca'dan ayrılıp, kızını da yanına alarak İstanbul'a döner. Burada kızıyla birlikte bir çiçekçi dükkânı açar ve hayatını huzurlu bir şekilde sürdürme niyetindedir. Küçük ve sevimli bir evde ana kız yaşarlar.

Münevver Güler(Nurcan Eren)Beykoz'da evinde çocuklara ders verir. Yaşına rağmen hala idealist ve yardımsever bir kadındır. Selahaddin'le ayrı yaşamalarına rağmen aralarında büyük bir aşk vardır. Hatta zaman zaman birleşmeye çalışırlar fakat her seferinde Münevver Hanım daha fazla yaralanır. Kızına da sık sık “boksörü uzaktan seveceksin” diye Pusat’a gönderme yaparak kızına telkinlerde bulunur. Pusat'la münasebetini onaylamaz. Selahattin ve kendi başına gelenleri, Pusat ile kızının da yaşayacağı kanaatindedir.

--------------------------------------------------------------------------------
BAHAR ATAKAN (ÇİĞDEM MERAN)

Kont’un kızkardeşi. Ailelerindeki eğitim almış tek kişi. Kont’un kirli işlerinden bihaber olan Bahar, spor camiasında hatırı sayılır bir gazetenin genel yayın yönetmeni.

--------------------------------------------------------------------------------
ÖZKAN ATAKAN (TEVFİK POLAT)

Kont’un erkek kardeşi. Abisinin yanında yetişmiş, iyi bir dövüşçüdür. Kont’un adeta yumruğu haline gelen Özkan, onun kirli işlerine bakar. Abisinden başka kimseden çekinmez fakat, içten içe abisiyle rekabet eder.

--------------------------------------------------------------------------------
Nergis Kuyucu (Esin Civangil)NERGİS KUYUCU (ESİN CİVANGİL)

Kontun “hatunu”. Oldukça güzel, alımlı, erotik ve karşı konulması zor bir kadın… Sırtını Kont'a dayamış zenginlik ve sefa içinde bir hayat sürer. Nergis bir nevi güç simgesidir aslında. En büyük kim ise onun yanındadır, en büyük olmak için de Nergis'i elde etmek şarttır.
--------------------------------------------------------------------------------
YUNUS TOPRAK (KORAY ERGUN)

Niyazi ve Pusat'ın kaldığı "Toprağam" pansiyonun sahibi… Babacan, güleryüzlü, 50'li yaşlarda, İstenbul'da yaşayan bir Malatyalı. Sürekli danışmada oturup bulmaca çözer.

--------------------------------------------------------------------------------
RAPÇİ FUAT (FUAT ENGİN)

Pusat ve Niyazi'nin kaldığı pansiyonda kalır. Hayatını garsonluk yaparak kazanır. Esas amacı Pop star yarışmalarına katılıp ünlü bir rapçi olmaktır. Niyazi ile bir türlü anlaşamaz ve aralarında sürekli tatlı bir atışma yaşanır. Her ikisi de sazları, ritimleri ve sözleriyle, Pusat'ın mücadelelerine ayrı bir ses, ayrı bir hava katarlar.

--------------------------------------------------------------------------------
POYRAZ BAŞTAN (SERHAT ÇOKGEZEN)

16 yaşında. Salonda çalışan en genç boksörlerden biri… Üşenmeden haftanın her günü yetimhaneden salona idman yapmaya gelir. Çok yetenekli, oldukça yakışıklı. Başta Selahaddin ve Arif olmak üzere tüm salon üzerine titrer. Herkes çok büyük bir boksör olacağını düşünür. Pusat da çok kısa zamanda Poyraz'a ağabeylik yapmaya başlar.

--------------------------------------------------------------------------------
FIRAT AYKIN(SERVER MUTLU)

Pusat'ın üvey babası, yıllarca kendisine ve annesine nice acılar yaşatan adam. Zuhal’le evlendiği dönemde orta halli bir restoran işletmecisi. İşleri o dönemde gayet iyi. Sonra alkol ve esrar alışkanlığı kazanır. Zamanla tefecilere borçlanır, elindekini avucundakini yitirir, iflas eder. Evdekilere artık eskisi gibi davranmaz. Pusat'ın annesini ve Pusat'ı sık sık döver. Para için herşeyi yapar hale gelir. Küçük mafya ve tefeci takımıyla takılır, eski günlerine dönmenin hayalindedir.

--------------------------------------------------------------------------------
Zuhal Aykın(Nalan Başaran)ZUHAL AYKIN (NALAN BAŞARAN)

Pusat’ın annesi. Pusat küçükken, kocasını kaybeder. Kocasını kaybetmenin verdiği sorumlulukla yıllarca ayakta kalmaya çalışır. Fakat çok zorlanır. Karşısına çıkan Fırat adında, hali vakti yerinde, iş güç sahibi bir adamla evlenir. Pusat'ın da bir babaya ihtiyacı olduğunu düşünür her zaman. İlk zamanlar herşey yolunda gider. Fakat Fırat’ın işleri bir müddet sonra bozulur. Kendini içkiye ve esrara verir. Karısını ve Pusat’ı sık sık dövmeye başlar.

Pusat ve Zuhal için zor günler yeniden başlar. Her ikisi içinde tek umut ışığı Pusat’ın büyük bir boksör olmasıdır. Bu yüzden Zuhal, Pusat’ı her gün antrenmana götürür, tüm maçlarını izler, oğlunun üzerine titrer. En büyük hayali Pusat'ın milli takıma girip Türk Bayrağı'nı Avrupa'da dalgalandırmasıdır.

Oğlunun başarısı için herşeye katlanan, fedakâr bir ana. Dik duruşlu. Sözünü sakınmayan, vakur bir tavrı var. Ne de olsa, bir şampiyon yetiştirdiğine inanıyor.

--------------------------------------------------------------------------------
LEYLA HANCI (EZEL KALKAN)

Eşi Zonguldak’da maden işçisi olan Leyla, bir maden patlamasında eşini kaybeder. Oğlu Önder, İstanbul’da burslu okul kazanınca, onunla beraber İstanbul’a gelir. Oğlunu ve kendini geçindirmek için, kaldıkları pansiyonda; hem yemek, hem de temizlik işlerine bakar.

--------------------------------------------------------------------------------
ÖNDER HANCI (YUŞA BOZKURT)

Babasını maden patlamasında kaybeden Önder, sınavı kazanarak İstanbul’da burslu ve yatılı okumaya hak kazanır. Bunun üzerine annesiyle birlikte İstanbul’a yerleşirler.

Tarık Solak Kimdir?

Tarık Solak Kimdir?Melbourne'ün çeteleri arasında büyüdü. Zengin olmak için kikboksa başladı. Artık milyon dolarlık organizasyon markası. Türkiye Tarık Solak adını Show TV'de yayınlanan kikboks organizasyonuyla tanıdı. Ama bu ismi yakında daha sık duyacağız. En görkemli salonlarda milyonlarca dolarlık organizasyonlara imza atıyor, dünyanın her yerinden dövüşçüler tek bir fırsat için ona ulaşmaya çalışıyor.

Boks federasyonu kaçak iş yaptığını ilan etti ama çoğunluk başarılı olduğu görüşünde. İşte Avustralya'ya göçen fakir Türk ailesinin çocuğu ve onun dolar milyonerliğine uzanan hikayesi.

Spor camiası yurtdışında yaptıklarını takip ediyordu ama organizatör Tarık Solak'ı Türkiye, Show TV'den yayınlanan kikboks şampiyonasıyla tanıdı. Sporculara saha kenarından ‘vur, bacağına vur!' diye taktik veren, takım elbiseli, biryantinli saçlı bu adamın adını yakında daha sık duyacağız. Zaten yurtdışında Türkiye'de olduğundan daha çok tanınıyor. Las Vegas Crown Casino'da, Melbourne Vodafone Arena'da onbinlerin izlediği müsabakalar düzenliyor. Fransa'dan Japonya'ya kadar adı bütün dövüş salonlarında bir efsane. Genç dövüşçüler tek bir fırsat vermesi için ona plak şirketi sahibi muamelesi yapıyor. E-mail'leri dolup taşıyor, telefonları susmuyor.

Peki kim bu adam? Yüz binlerce fakir sporcunun arasından nasıl sıyrıldı ve dolar milyoneri oldu? Nasıl oldu da Tarık Solak ismi bütün dünyada geçer akçe bir marka haline geldi?

Tarık Solak'ın öyküsü aslında tam bir İtalyan rüyası. Hikaye Avustralya'nın çeteleriyle ünlü Kuzey Melbourne bölgesinde başlıyor. Solak, Ankara'dan Avustralya'ya göçen Yozgatlı işçi ailesinin beş çocuğundan biri olarak Brunswick'te büyüdü. Bu sert çevrede ilkokulu ancak ikinci sınıfa kadar okuyabildi. 27 yaşına kadar hiçbir işte çalışmadı. Zaman zaman mahalledeki olaylara karışırdı.

Uzun süre tekvando ile uğraştı. Bu sporda dünya ikincisi olacak kadar başarılıydı ama o kafasına koymuştu: Dünyanın en iyi tekvandocusu olsan, dolar milyoneri olamazsın.

ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞ

O yüzden kikboksa geçti. Bu sporda da Avustralya şampiyonu oldu ama madalya saadet getirmiyordu. Birkaç dolar kazanabilir miyim diyerek 1993'te Melbourne'de ilk dövüş organizasyonunu yaptı. 41 yaşında dolar milyoneri olan Solak'ın önlenemez yükselişi işte böyle başladı. Türk arkadaşlarını karşılaştırdığı o müsabakalara ilgi o kadar fazla oldu ki, 2 bin izleyiciyi kapıdan geri çevirmek zorunda kaldı. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. Japon Fuji TV Network şampiyonalarını 40 milyon izleyiciye ulaştırmaya başladı. 7-8 müsabakanın ardından, dünyanın en görkemli salonlarında şampiyonalar düzenleyen, milyonlarca seyirciyi ekrana bağlayan bir sihirbaz oldu. Artık kimseyi bulmasına gerek yok, çünkü herkes ona ulaşmaya çalışıyor.

EŞİNDEN YENİ AYRILDI

Tarık Solak Avustralya Melbourne'de yaşıyor. 5 yaşında gittikten sonra Türkiye'yi ancak birkaç kez gördü. O yüzden İngilizcesi mükemmel ama Türkçe'sinde hafif bir Karadeniz aksanı var. Az konuşuyor; birşey anlatırken soru soruyor, kendi cevaplayarak devam ediyor. Belli ki yalnız başına düşünmeyi seviyor. Anadolu delikanlısıyla Rocky Balboa arasında bir tarzı var. Kazandığı ilk beş milyon doları kardeşlerine ve kendisine yanyana villalar yaptırmak için harcadı. Tek oğlu 23 yaşında ve evli. 22 yıllık eşinden ise 10 ay önce ayrıldı. Senenin 250 gününü dışarıda geçiriyor. İstanbul'a geldiğinde tek adresi var: Point Hotel. Organizasyonlar ve bağlantılar için sürekli dünyayı geziyor. Bizle röportaj yaptıktan sonra bir günlüğüne Almanya'ya, oradan Hollanda, sonra bir gün İngiltere, iki gün Japonya ve sonra da Avustralya'ya uçacaktı. Normalde düzenli spor yapıyor ama şu sıralar ‘iş kovalamaktan' vakit bulamıyor.

İNÖNÜ'YE 50 BİN KİŞİ

Önünde iki büyük projesi var. Biri 40 milyon dolarlık uluslararası bir proje. 64 sporcudan, on ayrı ülkede yapılacak karşılaşmalarla 1 şampiyon çıkarıp, bu şampiyona 1 milyon dolar ödül verecek. Müsabakalar Melbourne, New York, İstanbul, Berlin, Beyrut, Paris, Atina, Londra, Sydney ve Dubai'de olacak. Şu anda bu projeyi dünya televizyonlarına pazarlamakla meşgul. Solak'ın 2006 için bir büyük projesi de Türkiye için: ‘10 Haziran 2006 için İnönü Stadyumu'nu tuttum. Aradığımız sponsorluğu bulabilirsek Eminem ya da Beyonce gibi bir sanatçıyı getirip, aynı gecede 50 bin kişiye konser ve kikboks sunacağız.'

BAHİSTEN PARA KAZANMAYI SEVMEM

Profesyonel oldukları için sporculara para ödüyoruz. Ama kaçak olmaz. Ciddi bir şirket bahis işine girerse, ki çoğu ülkede var, olay çok daha büyür. O zaman da tabii, tıpkı futbolda olduğu gibi, doğru veya yanlış dedikodular da çıkacak. Ben bahisten para kazanmayı seven biri değilim. Teklif edildiği zaman da duymamazlıktan gelirim.

GENÇLER BENİ ARIYOR, PLAK ŞİRKETİ GİBİYİM

120 tane organizasyon yaptım, kafaya oynuyorum. Dünyanın her yerinden ‘lütfen bizi de al' diye, bana telefon ve e-mail'ler geliyor. Aynı plak şirketi gibi. Çocuklar meşhur olmak, kendilerini göstermek ve para kazanmak istiyor. Her on kişide bir kişi işimize yarıyor. Çünkü bizim için marketing de önemli. Kendine bakmalı, efendi olmalı. Bize bu imkanlar tanınmamıştı.

Tarık Solak Kimdir?Dövüş İmparatoru Melbourne Vodafone Arena’da 10,000 kişi önünde düzenlediği ilk K-1 World Grand Prix etkinliği, Japan Fuji TV Network’le 40 milyon izleyiciye ulaştı. Avustralya'daki Türk gençliği kendileri gibi büyüyen Solak'ı örnek alıyor.

Ankara’da 1964 yılında doğan, Avustralya’ya 1969 göçen Tarık Solak, anne-babası ve kalabalık aile ortamında Brunswick, Avustralya’nın North Melbourne ilçesinin katı ortamında büyüdü. Burada aman tanımayan bir geleneği keşfetti. Sokak çetelerinin hakim olduğu, dövüşmelerin sıradan olduğu bu ortamda Türk gençleri birbirine destek olmak zorundaydı. Böylesi bir ortamda büyüyen çok az sayıda Türk genci başarıya ulaşabildi. Birçoğu fabrikalarda montaj hatlarına çalışmak üzere fabrikalara girdi, evlendi, çoluk çocuğa karıştı. Diğerleri hapse girdi, uyuşturucu bağımlısı oldu. Tarık bir istisnaydı. Brunswick’in bu acımasız ortamıyla ilgili anıları bugünlere ulaşmasını sağladı.

Multi-milyon dolarlık global promosyon kişiliği haline dönüşen Solak, bugün hala ilkokulu bitiremeyen Brunswick’li Türk çocuğu. Başlangıçta ilk aşkı dövüş sanatlarıydı. Bu kendisini sokaklardan uzak tutarken başını belaya sokmasına da engel oldu. Kendisini Tekvando sanatında eğiten Cemal Hasan, Solak’ta başarıya ulaşmak için gayretli bir kişilik gördü. Kendini Tekvando’nun Olimpik Sanatı’na adayan Solak 4.Dan kara kuşak derecesine ulaştı.

Kick boks’ta attığı ünlü bel üstü tekmeleri ile kendisine itibar kazandı. 28 yıldır sporla uğraşan ve yerel spor kulübünde kova taşıyarak başlayan Solak, önce dövüş sanatı antrenörü sonra da klüp idarecisi oldu. 20’li yaşların sonunda kick boksun ticari yanını gören Solak, 1993 yılında düzenlediği şovu 1700 seyirci toplayınca ilgi çekti. Bu şovda hepsi Cemal Hasan tarafından eğitilmiş Türk/Avusturyalı dövüşçüleri Tibet Hamza ve Recep Saka gibi Türk dövüşçülerle karşı karşıya getirdi. Solak bu ilk şovu “Bir karşılaşma düzenleyeyim, belki elime birkaç dolar geçer” diye düşünerek düzenlediğini söylüyor. Etkinlik öylesine başarılı olur ki 1000 kişiyi kapıdan geri çevirmek zorunda kalırlar. Ertesi yıl Melbourne festival salonunda 4000 kişiye Hamza - Özkan süperşovunu düzenler. Solak bundan sonra da turnuvalar ve dövüşlerden eğlence süperşovlarına uzanan etkinlikler düzenlemeye devam eder. Pay-TV devi Fox Sport 1998 yılında Solak’ın etkinliklerini yayınlamaya başlar ve 1998 yılında, bir dizi şovun başarısından sonra Solak, Melbourne’ün milyar dolarlık Crown Casino Complex’inde etkinliklerini sergilemeye başlar. Melbourne bu tarz benzeri bir şov daha önce görmemiştir... Las Vegas da Crown Casino’yu takip etmekte gecikmez.

40 MİLYON İZLEYİCİ
Solak bundan sonra tüm kick boks dünyasınca tanınır hale gelir. 2001 yılında K-1 Okyanusya Bölgesi CEO’su olduktan sonra Melbourne’de Vodafone Arena’da 10,000 kişi önünde düzenlediği ilk K-1 World Grand Prix etkinliği, Japan Fuji TV Network’le 40 milyon izleyiciye ulaşır. Fox8 kanalının ana yayın saatlerinde “K-1 Annihilate” adında kendi programı bile var. Solak’ın “A-1” global promosyon şirketini kuruluşunun arkasında 2004 yılında Solak’ın dünya genelindeki her sıkletten dövüşçülerin birleştirilmiş kurallar dahilinde karşılaştırma düşüncesi yatıyor. Şimdiden Çin, Türkiye, Kore, Fransa, Vietnam, Hong Kong ve Tayland’da düzenlenmesi planlanmış olan A1 şovları uluslararası düzeyde gelişecek. A1 boks, kick boks, karate, güreş, tekvando ve serbest stilde dünyanın en iyi dövüşçülerini bir araya getirerek her sıklette kimin gezegenin en iyisi olduğunu ortaya çıkaracak. Televizyon kanalları Solak’ın şovlarını dünyanın her yerine yayınlayacaklar. A1, milyonlarca televizyon izleyicisi ve tamamen satılan süperşovlarıyla dünyanın önde gelen kick boks promosyon şirketi olmak üzere işe girişti.

SIRADA ABD VAR!
Tarık Solak’ın hedefi 2005 yılının sonunda dünyanın en güçlü kick boks promosyon şirketi olmak ve dünyanın 52 şehrinde yılda 52 defa haftalık olarak yayınlanan şovlar düzenlemek. Tarık Solak’ın kick boks şovları televizyon kanallarında dünya çapında yayınlanan düzenli haftalık programlar haline getirmeyi planlıyor.

Solak “İlk başladığımızdan ummadığımız bir yere geldik. Ama bir gelişmeyi bir diğeri takip ediyor ve şayet dürüstseniz, doğru çalışıyorsanız ve ne yaptığınızı biliyorsanız kapılar size açılıyor” diyor. Tarık Solak’ın hayatı bir başarıdan diğerine koşarak geçiyor. Göçmen aileden başlayan ve hemen hiç eğitim görmeden dünya çapında kick bokstaki yükselişi pek çoğuna göre olağanüstü bir durum. Kimi otoritelere göre ise Solak’ın ismi gelecek nesiller için kick boks adıyla eşit olarak anılacak ve kick boks eğlence turnuvaları unutulmayacak. Özellikle kendileri gibi büyüyen ve ünlü bir isim haline gelen Solak’ı bir kahraman olarak gören günümüz Türk gençliği tarafından. Amerika’nın henüz Solak’ın eşsiz promosyonlarıyla tanışmamış olsa da, Solak “Şayet doğru kişi ülke çapında yayın ve sponsorluk içeren bir teklifle gelirse A1 oraya taşımamamız için bir neden yok” diyor. Bu gerçekleşirse Solak başarılarıyla Amerikalıları şaşırtacaktır.

SHOW'LARI KADINLAR İÇİN KOYUYORUM

Kikboksa sahneyi katan dünyadaki ilk kişi benim. Şu anda bu show işinde bir Japonlar, bir de tek başıma ben varım. Üçüncü bir grup yok. Sahne çok zor bir iş, tutması lazım. Niye show katıyoruz? Bayan izleyiciyi de çekebilmek için. Hep vurdu-kırdı yaparsanız belli bir kitle gelir. Biz ise işin içine bayan, erkek, çoluk çocuk, her kesimi katmaya çalışıyoruz.

TEKVANDO İLE DOLAR MİLYONERİ OLUNMAZ

İlkokul 2'ye kadar okudum. 27 yaşıma kadar çalışmadım. Ama sporda 30'uncu seneme giriyorum. 70'li yıllarda ilk tekvando ile başladım. Sonra boks ve kikboks yaptım. Tekvandoda 1988'de kara kuşaktan 4. Dan'ımı aldım. Sonra bıraktım. Devam etsem şimdi 7 dan olurdum herhalde. Niye bıraktım? Çünkü dünyanın en iyi tekvandocusu olsan dolar milyoneri olamazsın. Ama kikboksta limit yok.